• Yemeni

    Üstü kırmızı ya da siyah deriden, tabanı köseleden dikilen topuksuz ayakkabıya Yemeni, bu işle uğraşanlara ise Köşger denilir.
    Yemeniciliğin yaklaşık 600-700 yıllık geçmişi olduğu ve bölgemize Halep’ten, Halep’e ise isminden anlaşılacağı gibi Yemen’den geçtiği tahmin edilmektedir.

    Çalışma Alanımızdan ve Sergilerimizden Görüntüler

    Ürün Çeşitlerimiz ile ilgili Galeriye

    ulaşmak için aşağıdaki linki tıklayınız...

    Galeriden beğendiğiniz ürünü bizimle iletişime geçerek sipariş verebilirsiniz...

    Galeri

    Yemeniciliğin Tarihçesi


    Üstü kırmızı ya da siyah deriden, tabanı köseleden dikilen topuksuz ayakkabıya Yemeni, bu işle uğraşanlara ise Köşger denilir. Geçmişte Güneydoğu Anadolu bölgesinin yerel ayakkabısı olarak imal edilerek halk tarafından giyilen yemeni günümüzde Gaziantep ve Kilisli ustalar tarafından yeniden canlandırılmıştır.

    Bölgede yemenicilere “Köşker”, yemeni satanlara ise “Kavaf” denilmektedir. Köşker kelimesi Farsça “keşfger” kelimesinden gelmiş olup, ayakkabı yapan anlamına gelmektedir.

    Yemeniciliğin yaklaşık 600-700 yıllık geçmişi olduğu ve bölgemize Halep’ten, Halep’e ise isminden anlaşılacağı gibi Yemen’den geçtiği tahmin edilmektedir.

    Yemeninin Geçmişten Günümüze Kullanım Alanları

    Geçmişte Gaziantep, Adıyaman ve Kilis'te çocuk, kadın, ihtiyar tüm halk tarafından giyilen yemeni modern ayakkabı çeşitlerinin yaygınlaşmasının sonrasında ağırlıklı olarak meraklıları ve yöresel kostüm giyenler tarafından kullanılmaktadır.

    Yemeni tamamen doğal malzemelerden yapılması nedeniyle nasır, ayak kokusu ve diğer hastalıklara neden olmaz. Teri dışarı atarak ayakların nefes almasını sağlar. Bu özelliğinden dolayı özelliikle doğal ayakkabı giymek isteyenler tarafından, ayrıca yöresel halk oyunu ekipleri tarafından giyilmektedir.

    Özellikle genç kuşakların tanımadığı yemeninin tüm dünyanın ayakta alkışladığı, hasılat rekorları kıran filmlerde, büyük hayran kitlelerine sahip sinema sanatçılarının ayağında görmek ilginçtir. Yüzüklerin Efendisi, Troya, Eragon gibi sinema filmlerinde kullanılmak üzere bol miktarda üretilerek yurt dışına gönderilen yemeniler, ürüne olan ilginin de artmasını sağlamıştır.

    Yemeninin dikilmesinin ardından muşta ile tabanının çizilmesi işlemi “Hayim çalmak” şeklinde nitelendirilir. Bu işlem, dikiş ipliklerinin mumlanması ile birlikte çırakların ilk yaptıkları işlemlerdendir. Çırak olarak verildiği yemeni atölyesinde ilk olarak hayim çalmaya ve iplik mumlamaya başlayan çocuklar, daha sonra kenar dikişi yapmaya, yeterli ustalığa erişmesinin ardından yemeniyi tersten dikmeye başlarlar.